Kendi Gibi Olmak: Otantik Yaşamak
Her insan, kendine özgü yapısıyla yaşamak, kendi yolunu çizmek ister. Ama çoğu kişi hikâyesini özgürce anlatamaz; içindeki sesi susturur, kendisi olmaktan uzaklaşır. Kimi ailesinin gölgesinde, kimi toplumun beklentilerinde, kimi ise kendi içindeki korkularla boğuşurken gerçek benliğini gizler.
4/5/20254 min oku


Otantik yaşamak, insanın kendi duygularına, düşüncelerine, değerlerine sadık kalmasıdır. Yani olduğu gibi olmasıdır. Fakat pek çok insan, hem içsel hem de dışsal baskılarla bu özünü kaybeder.
Peki, neden kendimiz gibi olamıyoruz? Bu durum bizi nasıl etkiliyor? Ve daha önemlisi, otantik yaşama nasıl yaklaşabiliriz?
Neden Kendimiz Gibi Olamıyoruz?
1. Koşullu Sevgi ve Çocukluk Deneyimleri
İnsan, doğduğu andan itibaren sevgiye, güvene ve onaylanmaya ihtiyaç duyar.
Bir çocuk sadece belirli davranışlarında kabul gördüyse, zamanla şu inancı geliştirir: “Ancak başkalarının istediği gibi olursam sevilirim.”
Bu inanç yetişkinliğe taşındığında, kişi kendi duygularını bastırır. Beğenilmeyen yönlerini saklar. İçinde başka bir benlik olsa da, dışarıya “uyumlu” bir versiyonunu gösterir.
2. Toplumun Kalıpları ve Beklentileri
İnsan, toplum içinde yaşar ve kabul görmek ister. Ancak toplumun çizdiği sınırlar, bazen bireyin doğasına aykırıdır. Duygularını açıkça ifade eden kişi “zayıf” sayılır; başarı, statü ve görünüş öne çıkarılırken, insanın iç dünyası ihmal edilir. “Güçlü olmalısın.”, “Duygularını belli etme.”, “Başarılı olmazsan değersizsin.” gibi söylemler, bireyi bir maskenin ardına iter. Toplumsal beklentiler, insanı otantikliğinden uzaklaştırır. Çünkü aksi halde “farklı” ve “uyumsuz” görünme korkusu devreye girer.
3. Eleştirilme ve Reddedilme Korkusu
Başkalarının ne düşündüğü çoğu zaman bizi fazlasıyla etkiler. Kendimizi ortaya koyduğumuzda yargılanmaktan, dışlanmaktan korkarız. Bu nedenle risk almak yerine uyum sağlamak daha güvenli gelir. Fakat sürekli onay arayışı, insanı kendine yabancılaştırır; kişi başkalarının hayatını yaşamaya başlar.
4. Mükemmeliyetçilik ve Başarısızlık Kaygısı
Bazı insanlar hata yapmaktan öylesine korkar ki, sonunda adım atmaktan bile vazgeçer.
Sevilmek, onaylanmak ve değerli görülmek için mükemmel olmaya çalışır.
Ancak bu çaba, kişinin kendi isteklerini, tutkularını ve değerlerini gölgelemesine neden olur.
Zamanla kişi, kim olduğunu değil, kim olması gerektiğini yaşamaya başlar.
5. Toplumsal Roller ve Kimlik Kaybı
Hayat boyunca pek çok rol üstleniriz: evlat, eş, ebeveyn, çalışan, arkadaş…
Ancak bazı roller zamanla o kadar baskın hale gelir ki, insan kendi özünden uzaklaşır.
Uzun süre bir başkası gibi yaşadığımızda, “Ben kimim?” sorusu cevapsız kalır.
Kişi, rollerin içinde kaybolduğunda otantiklik dengesi bozulur.
Kendi Gibi Olamamanın Etkileri
Otantik olmamak, insanın iç dünyasında bir sıkışma yaratır. Sürekli maske takmak, zamanla kişinin kendini bile tanıyamamasına yol açar. Bu da hem psikolojik hem de sosyal bazı sorunlara neden olabilir:
Kimlik karmaşası: Kendi değerlerinden uzaklaşan birey, hayatında yönsüzlük hisseder.
Duygusal yorgunluk: Başkalarının beklentilerine göre yaşamak zamanla yıpratır. Kişi kendinden bile yorulur.
Bağlantısız ilişkiler: Kendisiyle bağı kopan insan, başkalarıyla da derin bağlar kurmakta zorlanır.
Mutsuzluk ve boşluk hissi: Her şey yolunda görünse bile içten içe bir eksiklik hissedilir. Çünkü insan, kendi hayatını değil, başkasının hayatını yaşamaktadır.
Daha Otantik Bir Yaşam İçin Ne Yapabiliriz?
Otantik yaşamak, bir cesaret ve emek meselesidir. İnsanın kendini gerçekleştirmesi için önce kendisiyle tanışması gerekir. Peki bu nasıl olur?
1. Kendi Değerlerini Tanı
Başkalarının doğrularıyla değil, kendi iç sesinle yaşa. Şu soruları kendine sor:
Gerçekten neye inanıyorum?
Beni ne mutlu ediyor?
Toplumun dayattıklarıyla kendi isteklerim ne kadar örtüşüyor?
2. “Hayır” Demeyi Öğren
Sınır koymak, kendin olmanın temelidir. Herkese “evet” derken kendine sürekli “hayır” diyorsan, bir süre sonra iç sesin susar.
3. Hata Yapmaktan Korkma
Kendin olmak, deneyerek ve yanılarak öğrenilir. Her hata, seni sana biraz daha yaklaştırır.
4. Duygularını Bastırma
Öfke, üzüntü, sevinç… Bunların hepsi yaşamın doğal parçalarıdır. Duygular bastırıldığında, otantik yan da bastırılır. Duygular, iç dünyamızın pusulasıdır. Onlara kulak ver.
5. Küçük Adımlarla Başla
Özgün olmak, büyük değişimlerle değil, küçük ve samimi adımlarla başlar.
Örneğin:
Kendi tarzında giyinmek
Gerçekten sevdiğin müzikleri dinlemek
Düşüncelerini açıkça ifade etmek
İçinden geldiği gibi konuşmak
Her gün attığın küçük bir adım, seni kendine biraz daha yaklaştırır.
Sonuç
Kendin gibi yaşamak kolay değildir; cesaret, farkındalık ve emek ister. Ama uzun vadede ruhu özgürleştiren tek yoldur. Başkalarının hayatını yaşamak, içsel sıkışmışlık yaratır. Kendin olmayı seçmek ise yaşamına anlam, derinlik ve tatmin getirir.
Unutma: Senin gibi bir başkası yok. Ve dünyaya bırakabileceğin en güzel iz, kendi özgün varlığındır.